Damarlarımın mürekkepli kuytusuna oturmuş, sessizliği dinlemişsin.
Sessiz çığlıklarda dolaşmış, yorulmuşsun.
Yorulmakta dinlenmişsin.
Yağmur yağmış, sular taşmış, sen kurumuşsun.
Bir ateş yakmış, alevler içinde üşümüşsün.
Üşümekte tutuşmuş, terlemişsin. Ayaklarına kara sular inmekle kalmamış, kara sularda boğulmuşsun.
Boğulmakta hayat bulmuş, bulmakta kaybolmuşsun.
Yok olmamışsın da sen zaten yokmuşsun.
- Rabia