1.08.2018

Kayboluş Hikayesi.



   ♫♪

Bu sabah, yine göremedim kendimi aynada.

Sahi kendinizden bile kaybolduğunuz sabahlara siz de uyanıyorsunuz değil mi?

Genelde buz kesmiş hissederim parmaklarımı öyle sabahlarda, sizin elleriniz de üşür mü?
Yağmur yağmışsa suyu hissedemem, güneş parlaksa sıcağı hissedemem.
Yaz akşamlarının esintisini hissedemem eğer kaybolup gitmişsem.
Aynaya baktığımda görememişsem kendimi 2 dilim peynir koyarım kahvaltıya başka da bir şey yemem. Susuzluktan kurumuş olur dudaklarım da suyu bir türlü ağzıma değdiremem.

Kahvaltım bitene kadar pek düşünmem de sonrasında eksik hissetmeye başlarım. Gelse de konuşsak derim, bazen kendimi aramaya çıkarım.

Kalbiniz kırıldığında çok uzaklara koşmuyor musunuz yoksa siz, kaçmıyor musunuz kendinizden? Ve bir de yere düşen her parçanızın sesini duymaya nasıl tahammül ediyorsunuz?

Ben rüzgârı dinliyorum, hissedemiyorum ama dinliyorum.
Bazen masallarla bazen ninnilerle avutuyor rüzgâr beni.

Akşam, yok yok akşam değil gece hatta gece yarısı, bahçedeki küçük tabureye oturmuş olarak buluyorum kendimi; omuzları düşük, kaçmaktan yorulmuş, kırgın, solgun ama vazgeçmemiş… Sabah erkenden tekrar kaçacak olduğunda bile geceleri hep orada oluyor, malum sohbeti bekliyor. Öyle bir sohbet ki o göz göze gelmeden yüz yüze geliyoruz. Bazen tüm öfkeme katlanmak zorunda kalıyor bazense tüm hıçkırıklarımı bağrına basıyor, eskiden çok tartışırdık ama yıllardır tek kelime dahi etmiyor.

Siz de böyle sabahlara uyanıyorum demiştiniz değil mi? Şayet yaşamadıysanız bunun tarifi mümkün değil, ne yaparım bilemiyorum. Kendinden kaçmayı nasıl tasvir edebilirim ki hiç kendinden kaçmamış birine, aynada olmadığım anı, kendimden uzakta olmama rağmen attığım her çığlığı hissettiğimi nasıl tarif ederim? Ve en tehlikelisi gece yarısı kendimle karşılaştığımda asla göz göze gelemediğimi, o an sadece üzerimden dökülen alevleri görebildiğimi hangi kelimelerin koluna takıp da gönderebilirim bir başkasına.

Ah anlatamayacaklarım hakkında ne çok söz söyledim değil mi, en iyisi kalkıp güzel bir çay demleyeyim size. Sizi sessizliğe emanet ederim dinlenirken içersiniz, bahçedeki küçük tabure bütün gün boş nasıl olsa.



-gamzeyimkiben