Groddeck, Freud’a yazdığı bir mektubunda “Size o kadar sıkı tutundum ki yere atılacak olsam bu, derimden bir parçaya mal olur.” der.
Deriye mal olmak..
Yere düşeceğinizi bile bile tutunmak..
Tutunduğunuz kişiyle ortak bir deri kullanıyormuş gibi sarılmak..
Sonrasında yere düşmek..
Derinizin yarısının onda kalıp,
size kalan diğer yarısına onun kokusunun sinmesi..
Koku..
Kokun ruha mal olur..
...
Vincent Van Gogh, kardeşine gönderdiği bir mektubunda “Tablolarım, söyledikleri şey olsunlar.” der.
Tablolarının her birine, dünya üzerindeki yedi bini aşkın dili öğretmek..
Kendini güçsüz hissedip, bu mektuptan bir gün sonra intihar edeceğini bile bile eserlerine son bir kez sarılmak..
Söyletmek..
Söylenilen her bir sözde yağlı boyaların tebessüm edip,
ilk günkü kokusuyla tuvaline sarılması..
İlk günkü koku..
Kokun, söylediği şey olsun..
...
“Zayıflık muhteşem, güç önemsizdir. İnsan doğduğunda zayıf ve işlenmeye müsait olur. Öldüğündeyse güçlü ve nasırlaşmış, taşlaşmıştır.
Sertleşmişlik ve güçlülük ölümün eşleridir. Eğilip bükülebilirlik ve zayıflık, tazeliğin ve gençliğin işaretleridir. Büyümüş, katılaşmış hiçbir şey bu yüzden zafere ulaşamayacaktır.” der Lao-Çe.
İlk ve son günkü koku..
Bu yüzden,
zafere ulaşamayacağım..
Neşeyle,

-Ahmet Delice