16.07.2018
Varmışım.
Peki, şimdi neyin zamanı? Hangi duygu üzerime dökülecek? Ben etrafımdaki ağaçlara dokunamadan, gelenleri göremeden, fısıltıları duyamadan hangi duygu beni sırılsıklam edecek?
Yoksa hissetmek değil de düşünmek zamanı mı şimdi? En tatlı anlarımı ve en derin acılarımı tekrar tekrar yaşamak zamanı mı? Yoksa hiç yaşamadıklarımdan mı?
Belki de…
İstiyorum ki midemde değil beynimin içinde kelebekler uçsun bu kez, arılar çiçek çiçek dolaşsın. Benim dünyam bir yudum toprak kokuyor, uçurumlarım ormanlar kadar yeşil. Gönlüm rengârenk bir kelebekse aklım da gökkuşağı benim, yok sayılmasın.
Ben aslında varım!
Güneşin çok da parlak doğmadığı bir sabah fark ettim bunu. Saçlarımı lüle lüle yapmak isteyince fark ettim. Sanıyordum ki ben sonu olmayan bir masalım; sanıyordum ki saat on iki olur ben yok olurum, sanıyordum ki kırmızı elmayı ısırır bayılırım, kayıplara karışır ruhum. Gözler bana bakıp gülümser, ben rüzgârdan derdim. Eller elimi sıkıp minnet eder, ben sevinçlerinden derdim. Çünkü göremezdi ki kimse beni, göremezdi ki kimse sonu olmayan bir masalı…
Ama öyle değilmiş, başım da varmış benim sonum da. Kalbimde varmış aklım da. Ben güneşe bakmışım dünyaya gelir gelmez. Güneş gülümsemiş, hem ısınmış hem ısıtmış. Sonra denize bırakmış beni, deniz sarılmış sarmalamış. Güneşin çok parlak olduğu bir sabah martılar gelmiş, benim içimden bir parça almış doğduğunda bulutları gülümseten birinin kalbine bırakmış. Benim de sonum kayıp parçama ulaşmakmış.
Bu sabah bulutları gülümseten adam işte sonun geldi, dedi bana. Öyle güçlüydü ki içimdeki renkler daha da parladı, öyle nahifti ki kokuma çiçekler de karıştı. Meğer masal olan ben değilmişim, benim sonummuş. Masallar güzel biter diye fısıldamıştı deniz, ben uyurken. Bu sabah hatırlayınca sonum güzel olsun istedim. Kayıp parçama doğru gitmeden önce saçlarımı lüle lüle yapmak istedim.
♫♪
-gamzeyimkiben