15.04.2018

Menteşe



Kurulu bir düzenim vardı.
Yere çapraz şekilde serilmiş yünden bir halı..
Acı kahvenin bile kıskanacağı şekilde renklendirilen L tipi bir koltuk..
Üç adet demir sandalyenin yanında hediye olarak verilmiş beyaz, yuvarlak bir masa..
Bir de iki adet tekli koltuk..
Her şey yolunda diye düşünürken penceremin menteşesi kırıldı bir gün. İçerinin havalanması için yeterli olacak düzene göre haddini çoktan aşmıştı bu içeriye giren rüzgar.
Ben üşümeye başladım,
sandalyeler devrildi,
acı kahvenin yüzü gülmeye başladı,
halı tüm simetriğini kaybedip, ayaklara takılacak şekilde katlandı.
Kimse o halıya takılmadı sonrasında..
daha doğrusu, kimse o odaya adımını bile atmadı.
...
Rutubetten kadının çantasına düşen bir parça boya taneciği anlattı bize son durumu.
Birbirlerine bağlılıklarını yitirdiğini söylemiş eski sahiplerim, ayrılmışlar..
Menteşe kırıldıktan sonra işler çok değişti sanırım..
...
Çok yağmur aldım o süreçte.
Üzerime karlar yağdı.. bahar geldince eridiler..
Örümcekler yuva yaptı köşelerime..
Bir ayrılık, bir yoksulluktan içime sarhoş şekilde yıkılan adamlardan bahsetmiyorum bile..
"Bari kimseye zarar vermeden olup bitse" diyerek iç geçirip yıkılmayı beklediğiniz oldu mı hiç..
Bu, uçuruma düşen aracın içindeki kişinin, ellerini başının arasına alıp beklemesi kadar çaresiz bir bekleyiş inanın bana..
...
Bahçemi de bir görseniz, aradan sekiz yıl geçmesine rağmen nasıl da yeşil hala..
Biraz daha dişimi sıkayım en iyisi.

...

Onbir yıl olmuş.. Duvarlarımda boyalı tek bir yer bile kalmadı. Hepinize ayrı ayrı veda konuşması yapmamın zamanı geldi sanırım.
Yalnız, bir saniye..
Birisi geliyor..
Şşş.. Biraz sessiz olun ne söylediğini duyamıyorum..

“..vdalandık, halimiz dışarıdaki bahçe kadar güzel.. Gördüğümüz andan beri aklımızdan çıkmıyor, biz bu evi satın almak istiyoruz: sadece tekli bir koltuğumuz ve atların birbirine boyunlarıyla sarıldığı bir adet tablomuz var. Isıtma konusunda sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum, gönlümüz alev alev çünkü.. Tadilata şu pencerenin menteşesiyle başlayabiliriz. Her şeyden önce güzelliğe açılan kapımızla, içimizi saracak duvarlarımızı birleştirecek bu şaheseri birbirine tutturalım.

Bakmayın, nalburlarda satılmayacak kadar değerli şeylerdir bu menteşeler. kıymetini bilmek lazım..”
...
Aradan bir ay yirmi yedi gün geçti. Görünen o ki, veda konuşması için uzun bir süre daha bekleteceğim sizi..
Duvarımı boyadılar haftalar öncesinden..
Evin derecesi ne olursa olsun, birbirlerine sarılarak oturuyorlar o tekli koltuğa.
Sevdadan hepsi biliyorum..
Dışarıdan birisi onları ayrı koltuklarda oturuyor olarak görse; dünya üzerindeki bütün marangozların işlerine son verir, dükkanlarını el birliğiyle kaldırıp uzay boşluğuna atarlar gibi geliyor bana hep. Bütün bunlara sebep olan o tekli koltuğu, menteşesini yeniledikleri pencerenin önüne koymuşlardı zaten..

Şimdiki halini görseniz..

Buyrun.. ♪




-Ahmet Delice