14.12.2017

15. Cuma


Sansasyonel bir giriş. Yıllarca sürecek bir gelişme. Her şeyde olduğu gibi ölümlü bir sonuç. Bugün ayın on beşi. Hepimizin bildiği gibi bugün bir giriş yapıyoruz. Evet, gerçekten bakın. Şu an mesela ben giriş yaptım ve görüyorum ki hepiniz biliyorsunuz. Bu gerçekten çok güzel bir duygu. Çok mutluyum şu an. Ayrıca mutluluğum günün anlam ve önemine hitaben ikiye katlanıyor. Neden mi iki? Çünkü iki tane kapı gibi öğretmen abim var benim. Ehe. Dolayısıyla ikiye katlanıyor. İşte bizimkiler dışarıdan falan katlanıyor böyle. Sizinkiler hep kendinizden katlansın. ( sonra bana da katlayın. )

Biliyorsunuz ki bir adam kafasına bir şey koymuşsa, koymuştur. Onu bu işten hiç bir şey yıldıramaz, diye düşünürdüm ben de eskiden. Sonra farkettim ki. Eğer düşüncelerini aydınlığa kavuşturursam , ona istediğini, hayal ettiğini verirsem, yani bir şekilde sonuçlarını ona iletebilsem, mutlaklığın muğlaklığa mağlubiyetini eşsiz bir şekilde elde edebiliriz dedim. Yani bunu okuyan adam diyecek ki. "Keşke görmeseydim. Artık amaçlarımdan biri daha azaldı. Bekleyişim son buldu. İşim halloldu. Sona geldim artık. vs." Ama işin güzelliğine bak ki. Bunu da iş işten geçtikten sonra farkedecek. Yapacak bir şey yok. Sadece bekleyiş ideolojisinin güzelliğine, sonuçların boktanlığına değindim. Aslında bilinen bir şey. Yani bekleyişten sonra sonuç kısmı var ya işte. Orada  hep, her şey bitiyor. Belki de kaytarmak için, şu yazıyı bir dahaki sefere daha geç gönderebilmek için bahane uyduruyorum. Olamaz mı. Olabilir. Kim bilir. Neyse. Durun bu laf salatası değil. Çünkü çok yorgunum. Hanım onu da sen yap ya, valla bak. Yorgunum.

Tarihi irdeleyelim az. Geçen ay zaten yine aylardan kasımdı. Bu bir sorun teşkil etmiyor. Bu ay ise öyle mi? Garip bir aralıktayız. Bilinmeyen yerlerden inceden inceden bir soğuk geliyor. Aman dikkat. Salgın neym olabilir. Gerçi olsun. Ne demişler. Müşteri her zaman haklıdır. Yani eğer müşteri üşütmüşse , haklı bir sebebi vardır. Mesela aralık. Yani aralıklar hep soğuk olur. Neyse olayı çirkinleştirmeyelim. Burun akıntısı, öksürük, hapşuruk, tıksırık ön planda gribal bir enfeksiyonsa hemen antiviral bir yazılım yükleyin bilgisayarınıza. Kaspersk* otuz günlük deneme sürümünü indirin ve çılgınlar gibi silin virüsleri. Bunlardan değil de daha çok muhterem bakterilerden şüpheleniyorsanız eğer, o zaman gidin de, antibiyotik yazsın sayın hocam. Ben de yazamıyorum valla. Asistanın şifresiyle giriyorum anca. Hani yazarım aslında yazmasına da, henüz asistan abim, uzmanım, yrd doçum, doçum, profum hazır değil bu duruma. Nasıl da anlattım as üs ilişkisini. Bir de intern var. Neyse ya nereden geldim yine ben buraya. Geliyim gerçi geliyim. Ülkemizin asıl problemi bu abi. İhtisas yapana it gibi yüklüyorlar angarya işi. Yani mesleki alanda olsa tamam diyeceğim, gelişeceğiz de. Lan benim hastayı taburcu etmem ne alaka. Ben bu bermuda şeytan üçgeninin neresindeyim.

Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler. Bilin ki. Varımı yoğumu, şu andaki  halime gelmek için yine tırmalar dururum. Neden mi. Ne bileyim ben. Zaten ah bi bilsem. Hiç uğraşmam emin olun.

Hayatta önemli olan soruları doğru cevaplamak değilmiş. Soruları doğru sormakmış. Ne alaka. Demeyin. Sonra ösym'ye bir ton dava, bir ton zaman sonuç geç açıklanması, insanların tırnaklarını yemesi, tırnak makaslarının satılmaması ve sonuçta yine ekonomimize zarar. Esen kalın.


-Delice7