18.11.2024

Bölüm 2

Şu an hayattan hiçbir beklentim yok. Ve 2. sorunun cevabı: geçmişimi çok iyi hatırladığım yerler var ve şimdiki hislerim o konuda net. Ailemin yıllar boyu imkansızlıklar içindeydi, abilerim de hep yoksul kaldılar, ben ne durumdayım şu an bilmiyorum ama dediğim gibi hislerim berrak.

18 yaşımdayken yaşamak istediğim çok şey vardı mesela. 

Öncelikle doğum günü partimin düzenlenmesini isterdim. Tüm arkadaşlarımın karanlığın bir seviye alt noktasında, gözler gözleri seçilebilirken deli gibi dans etmesini ve adımı haykırmasını ve pastamdaki 18 mumu 18'den geriye sayarken tek tek söndürmeyi isterdim. Sıfır olduğunda herkesin hep birlikte beni omuzlarına almasını. Tüm o yakışıklı çocukların bana hediyeler almasını isterdim.

Ama büyüdükçe kendimi başka insanların merkezine ne kadar çok koyduğumu farkettim.

Bir de kendisini hatırlamıyorum ama sevgilimin bana her saniyesini ayırmasını, uğraştığı ne varsa bırakıp benimle ilgilenmesini isterdim. Başka işlerle uğraştığında kendimi çöp gibi hissederdim.

Ama büyüdükçe sevgililerimin, insanı insan yapan toplumsal psikolojik yaşantısını ne kadar çok baltaladığımı farkettim.

Bir de her akşam ailece evimize misafirler davet edip bahçemizde mangal partileri düzenleyip sefa sürmeyi isterdim. Her yaz ailemle yaz tatilinde 3 ay deniz kenarında otellerde tatil yapmayı isterdim.

Ama büyüdükçe cennete gönderilmediğimi, hayatın bu kadar sefai olmadığını, olumsuzluklarla dolu olduğunu kabullenerek her kötü sonucun olabileceğini öngörecek bir sakinlikle yaşamayı anladım. Büyüdüğümde ise tepkisizsin diyorlar, hayatı öngörüyorum. Hissizsin diyorlar, her şey olabilir, hayat bu diyorum. Sevdiklerimi ve mevcut yaşantımı koruyabildiğim ölçüde çabalayacağım, kendimi yırtacağım. Ama geri döndürülemez noktaya gelen bir yoksullukta, döndürülemez bir ölümde, döndürülemez bir ayrılıkta ben yıkılmayacağım, anılarımı anacağım, çok özleyeceğim, çok ağlayacağım ama yıkılmayacağım. Bir defaya mahsus, tek başıma gelmiş olduğum bu hayatta, her an tek başıma kalacak gibi yaşıyorum zaten. Hayat, bu. Hayat, tam da bu. Şartlar berbat olur, açlık olur, zulüm olur, ölüm olur ama hayat tam tamına bu.

Bir de kendi mutluluğumu her şeyden çok isterdim, mutlu olmayacaksam herkesi silip atmak isterdim.

Ama büyüdükçe; benim anlık mutluluğumdan sevdiklerimin mutluluğunun uzun dönemde bana daha iyi geldiğini anladım. Hayatı anlık yaşamanın değil hayatımı yaratmanın önemini anladım. Annemi, babamı çok özledim, İzmit'teler, iyiler, ama burda kendime nasıl bi hayat kurmuşum şu an çok merak ediyorum.

Ayrıca zamanı geriye alma şansım yok, her günü zamanı geriye almış ve telafi etmeye gelmiş gibi yaşıyorum; yapıcı, nazik, hayatı kötü şartlarıyla olduğu gibi kabul ederek.

-Öncelikle şaşkınım Betül hanım. Mental olarak aşırı olgun olduğunuzu kulaklarımdan beynime giden her noktaya kazıdınız. Birinci cevabınıza cevaben, anlattıklarınızın hayattan beklenti içinde olmadığınızı göstermez. Düşündüğünüz bu hayatta yine de mükemmel aşkı yaşamanıza engel değil. Zenginlikleri bulabilir, ailenizle sefa sürebilirsiniz. Extreme sporlar ile nefesinizi hissedebilirsiniz. Tutku, huzur, heyecan, adrenalin hala sizin bedeninizde yaşanmayı bekliyor.

-Öncelikle, mükemmel aşk demişken, ben evliymişim. Bilgilerim yazmıyor mu?

-Özür dilerim ona bakmad..! Evliymişim derken?

-Kocamın olduğunu da hatırlamıyorum, ne ismi, ne cismi.

-Kusuruma bakmayın, bu biçimde bir hafıza kaybı beklemiyordum. Hayatınızda şu an kimi hatırlıyorsunuz.

-Annemi, babamı, abilerimi, bir eşimin olduğunu söyleyen Merve'yi. EDS Bilişim diye bi şirketten çıktım geldim, keşke çıktığımda yanıma Merve'yi de getirseydim. Daha önceden de nöbet geçirdiğimden bahsetti. Toplantıya girebilecek bi pozisyonda çalışıyorum. Adım, soyadım, doğum tarihim, kimlik kartımdaki bilgileri biliyorum şimdilik, telefon şifremi hatırlamıyorum. Bilgilerime bakıp adresimi, kocamı söyleyebilir misiniz? Hatta tüm bilgilerimi söyleyebilir misiniz hocam?

-Durum baya kötü, epilepsi çeşidi diyebilirim. Bilgilerinize göre kocanız Bahadır.

-Bahadır Yılmaz??

-Kağıthane, Çeliktepe Mh, 99713 sk.

-Yakın mı

-Evet yakın

-2 çocuğunuz var, Batuhan 23 ve Burcu 22 yaşınd..

-Çocuk mu! Aman Allah'ım. Offff!

- Beni neden arayan olmadı hâlâ? Kocamın numarası var mı?

-Var...bi dakika... Çalmıyor, telefon kapalı.

-Bi kağıda yazıp verebilir misiniz? Ve annemin babamın numarasını.

-Buyrun, Bahadır Bey'in numarası. Ailenizin numaralarına ulaşamam. Ama üzgünüm aileniz yıllar önce vefat etmiş. Hatta abileriniz de vefat etmiş. Vee, ımmm... Anneniz 17.. Babanız da 17.. Abileriniz de. Hepsi aynı gün.. 17.. Betül Hanım çok üzgünüm.  Bu, o gün 17 Ağustos 1999.

-Ne diyorsun sen hocam!

-ve siz 18 yaşındayken..
ve bugün günlerden 17 Ağustos..


-Can Ufuk Erdoğan




21.02.2023

ENES ALİ FEYZA


Belki Beşiktaş'ın efsane ileri üçlüsü değildik ama ben Süleyman Seba'nın apansız yorgunluğunu ve düşüncelerini taşıyordum. Seni tarif etmek için ise ariften fazlası olmak gerek.
05.09.2017; birbirimizi ilk görüşümüz, muhteşem dostluğumuzun ilk anları idi. Buraya anılarımızı yazmaya kalksam sabaha kadar yazmam gerekir gözlerim yaş ile.
.
.
.
20.01.2023; onca şeyden sonra seninle yüz yüze son günüm. Sen sigara kahve yapıyordun ben ise çay içiyordum. Dertleşiyorduk. Sen hayatındaki yeni gelişimi o an ilk bana anlatıyordun. Ben de sana boktan hayatımın dertlerini... 
Gider miydik birlikte pazar günü. Seninle birlikte sonsuzluğa uçabilirdim. 
"... haklısın önce can..." 
13.02.2023; içimi söktün götürdün. 

Sensiz görmek istemediklerim yaşamak istemediklerim, şimdi derin bir yalnızlığa itilişim ve...

-Ali Koç



19.01.2023

Buz dağlarında mahsur kaldı Hayali


Taşların ve yüklerin üzerimdeki etkileri üzerine saçmalıklarım.
Sızlasa da gönüller gidenlerin yasından demiş şair.
Kahramanlık aramıyorum ki.
Varoluşsal sancıların içinde verdiğim söz nefes alabilmek.
Mazi kana bulandı, Gazi neredesin?
Görünenler sahte. Küçük kasları okuyabilme özelliğim.
Kandırılmayı özledim.
Kanıyorum.
Kanamaktan bahsediyorum.

Hayali Tehlike

1.01.2023

KIYAMADIĞIM

 
Yazacak yer yoktu. Bende kendisi ile konuşan adama yazdım. Bir zaman bakıp bakıp seyrine doyamadığım...
Kalbimi açacak yer yoktu. Bende ruhumu bir kafese kapattım. Şimdi gurbette bırakıp sesini duyamadığım...
Bakacak gözlerin yoktu. Bende göz kapaklarıma seni çizdim. Evde kapanıp kaldın mı? Seyrana çıkıp güldün mü?..
Bir zamanlar küçücük o kız vardı. Karların üzerinde bebekleri ile oynayan... Başkalarının oldun mu? "Benimsin." diyemediğim...
Doruklarda yaşanmış bir hisle parçalanmış parçam... Var oluşun bütün hücrelerimi sarmıştı. Dik yamaçların selisin. Sen benden daha delisin.
İlkbaharda esen ballanmış rüzgarlar sarsın seni. Kokunu bana getirmek için... Şimdi kimlerin kulusun? Başını eğemediğim...
Seni tanısaydım eğer Tanrıçam demezdim. İşte o zaman belki gerçekten kaybolurduk. Akıtıp gözüm yaşını. Hatırlarım gülüşünü.
Bütün saflıklarımızla birbirimize karşıydık. Tek bir fotoğrafın içinde kırdığın kumandalar ve kurduğum hayaller... Kıvırcık saçlı başını göğsüme koyamadığım...
Kara günler gelir gibiydi ben kaldırımlarda yürürken sen yüreğime kıymıklar atarken nefes alamıyordum sanki. Nasıl vurgunum bilirdin. Niçin benden yüz çevirdin?
Şimdi ölüyoruz. Boğularak ölüyoruz. Kimlerin koynuna girdin? Öpmeye kıyamadığım...

-HAYALİ TEHLİKE



15.11.2022

Sarmal bir Arayış


Kalabalık yerlerdeyseniz usulca kapatın siteyi. Bunun ucu dramatik bir noktaya gitmeye meyilli.

Tabutun içindeyim. Gözlerimi açtım. Başım ağrıyor ve karanlık. Yumrukluyorum. Amacım bir kere vurup dayak yemekti. O yüzden arka sokaklardayım. Köhne evler, tren yolu ve şarap şişeleri içinde yüzüyorum. Babam beni dövmezdi rencide ederdi.

Tüm farklı görünen temaların sonunda aynı yere çıkıyor. Yalnız kalmaya... Ölenlere selam durmaktan yorulan ruhum savruluyor. Belki yüz yaşında işler sandığınız kadar kolay gitmiyordur. Yüz yaşında Nazlı Hilal'e aşık olmak gibi...

Dolaylı bir dokunaklılık yaratmak için çaba gösterenlerin bir köpek tarafından ısırılan bir insana hunharca vurmasından çıkardığım sonuçların canı cehenneme. Hayvanlar insanları ısırmalı mıdır? Hayvanlar yaşarken bir anlam peşinde koşuyorlar mıdır? Hayvanlar nereye koşuyor insanlar nereye koşuyor.

Daha fazla yaşayan kalmadı. Doğduğumdan beri kimseye dokunmadan yaşadım ve ölüme gidiyorum. Kimseye dokunmadan yaşayanlar çiğ ruha mı sahip? Ruhu da ayrıştırdım. Ruhum demir parmaklıkların ardında. Uyuyamıyorum rahatça uyuyamıyorum. Dişlerimi sıkmayı bıraksam ruhum çıkıp gidecek gibi hissediyorum.

İnsana benzeyen yanların içinde tüm sokağa savrulanları arıyorum. Eve döndüğümde tüm yasa dışı işlerle birlikte cebimde ahlaksızlıklarla döndüm. Gerçekle ilintili diye yola çıkarak elimde iyiliksiz döndüm. Başıma gökyüzü düştü.

Aklıma gelmemişti sahte can yeleği üretmek.

-Ali KOÇ

4.09.2022

GİBİ GİBİYE NAZİRE

' Samimiyetsiz bir selamlaşma gibi
' Nuri Bilge Ceylan filmi sonrası hissedilen duygular gibi
' Tadına vardığın bir şeyin tadını unutup yeniden onu hissetmeyi istemek gibi
' Askerlik yapmaya gittiğin yılda şubat ayının 29 çekmesi gibi
' Erken uyanmak zorunda olmamana rağmen erken uyanmak gibi
' İzlemeyi düşündüğün maçı izlerken senin izlediğin kısımlarda gol olmaması gibi
' Her içinde bulunduğun zamanda durup geçmişe bakıp geçmiş daha iyiydi demek gibi
' Yolda yeni oluşan çukura araba ile sert düşmüş gibi
' Psikolojik problemleri olan insanlarla uğraşmak gibi
' İsottan reçel yapılması gibi

-Hayali Tehlike



1.08.2022

Cingöz Recai'nin Cinai Melodramı


Söz verdiğim gibi sevgilim...

Eskiden kadro yapardık defterimizin arkasına. Hala daha yapıyoruz. Erkek çocuğuyduk neticede. Bugün dönüp geçmişe bakınca ne gerektiriyorsa tek tek yapmışız. Çok yaramazmışız. Mafyaya bulaşmasaymışız iyiymiş. Bir de Oğuz Atay'a...

Türkiye'de 1980'lerde futbolcu olsaydım adım Duvar Ali olurdu. Müthiş sol ayağımla yapıştırmayı da özledim bu arada. 

Başlamalı dedi. Başlamalı artık! O zaman bilmeli diye cevap verdi karşısındaki kısrak. Gerçekleri bilmeli. Bütün hayatı boyunca yarışacağını bilmeli ve sonunda bir ahıra terk edileceğini... 

Eğer ben böyle başlarsam yani iki atın hikayesini yazarsam etkileyici olur mu bilmiyorum? Oğuz Atay'ın işine dönecek benim durumum belli ki. Tutunamayanlar'ın en başında yayımcının açıklaması gibi bende Cingöz Recai ile Korkut Roket'in gerçekte olmadıklarını açıklarım. 

Şimdi meseleyi gerçeklikten derin bir noktaya getirdim ondan yana şüphe yok fakat bir kademe daha ilerleyip gerçekleşmesi ihtimal hayaller kurdum. Mafya teyze bir parça ekmek istedi onu verdikten sonra... Kurduğum hayalin ilk kelimesi, 'Başlamalı' ikincisi ise 'Bilmeli' oldu. İlk defa 4 kademe ileri giderek yepyeni bir şey daha düşündüm. 

Farketmeden senin olmuşum. 

Bunu şu şekilde açıklayabilirim. Eğer Oğuz Atay bana eziyet ediyorsa ben de şimdi sana eziyet mi ediyorum? 

Bana bunun cevabını borçlusun. 


-Ali KOÇ




17.06.2022

ATIŞ


Artık bir cümle değil bir kelime arkasında koşuyorum. Sağ bacağımı bırakmayan ağrılar çektiğim şutlardan önde gelmiyor genç olduğum için. İyi bir pozisyondu ama benim için 'winner' denemeyeceği gibi 'loser' denir mi diye tartışma konusu açılabilir. İçinden çıkamadığım bu tarz içimde zaten var mıydı yoksa Afili Filintalar'ın izini mi taşıyorum bilemiyorum. Bu durumu son zamanlarda gerçekten düşünüyorum. Bir gün karşınıza geçip size özeniyorum diye haykırmak istiyorum.

Şuleciğimin dediği gibi bir kitap sadece bir cümle için yazılır. O cümlenin dışında okudukların çöptür. İddialı bir kadınsın vesselam.

Yaşlı bir insan ne kadar yanılabilir ki? Hayatın sabır olduğunu söyleyen birisi ne kadar yanılabilir ki? Öyle ki beni hayal alemimde sağa sola çarptıktan sonra yalpalamamı sağlayan bu cümlenin çıktığı ağızdaki diş sayısı bir kaç tane olmasına ne demeli? Ve bir kaça üçün de dahil olmasından ötürü içine girdiğiniz korku ile söylenen cümlelerin izahı olmuyor.

Avantürümün neresindeyim? Albızlar peşimde biliyorum. Cartayı çekmeye ne kadar kaldı? Size tavsiyem bardak vurdurun. Çünkü Latinlerin dediği gibi, "Sert erkekler dans etmez."

-Ali KOÇ

15.05.2022

KAMBUR


Sırtımda kambur olanları seri atıyorum. Aslınca Şule'cim seni anlayacak kadar ne zekiyim ne de derinim. Alelade basit ve sığ olduğum su götürmez bir gerçek. Yalnız arada çok büyük bir hatır var. İstanbul'un dört duvar oluşundan beri ben bu çağın fiyakalısı oldum. Artık Şule'cim seni çözeceğim. Mecburum ve sen bunu biliyorsun.

Cehennem locada lokasyonumuz. Ve inanılmaz günah dizileri izliyorum. 7x65 mm ile vurduklarım da dahil olmak üzere toplam yatarım sıfır paydada iken sıfıra soldan ya da sağdan yaklaşınca ortaya çıkıyor. Gerek parçalı fonksiyonlar gerekse limit içimizde bir yara. Fonksiyonun hep tanımsız yerlerinde kalan ömrüm bugün büyük bir savrulma yaşadı.

Basiretsizler ile korkakların yapamadığı işlere girişmekten ellerim nasır tuttu. Arkamda kamburlarım olmadığı sürece mücadele ederim. Müdür bende siz pres yapın sıkıntı yok. Ön libero olsam adım Gerrard olurdu. Ama mezar taşıma Fedaiye feda olun yazdırırdım muhakkak. Nedir bu dünyaya iz bırakma çabası. İz bıraka bıraka at izi it izine karışmış. Beni yakın küllerimin üzerine de beton dökün. Benden bir yere iz kalmasın rica ediyorum.

Nereden çıktı bu soft çalışmalar? Biz profesyonel iş seviyoruz demedik mi?

-Ali KOÇ

24.03.2022

Bir Terhis Curcunası


Cinai bir romanda baş maktülü oynuyorum bu sıralar derdim ama yalanın daniskası olur. Üzerimde on beş kiloluk kurşun geçirmez çelik yelek var. Tek sıkıntısı bel ağrısı yapıyor diye bilinse de sıkıntılı işlerin içinde savrulan sigara dumanı üzerimde birikti. Buram buram Marlboro Touch Blue kokuyorum.

Sineksiz yerinden zeytin alacağım. Çünkü bugün çarşamba... Hepimiz seni dört gözle bekliyoruz. Yolunu gözlüyoruz. Rus mafyasının siyah saçlı fedaisi. Senin ölü bedenin onca yer içinde muhteşem doktorun gemisine düşer ise ben sana bedenimi veririm. Sen keyfine bak. Böylece belki ben de gerçekten Hayali Tehlike olabilirim.

Sen her şeye rağmen geceler boyu değil tüm zamanların en temel çemberimdesin. Sen ballanmış bir ilkbahar rüzgarısın. Domateslerin efendisi, hesap makinesinin piiri... Tabutluğa meydan okumuş Cengaversin. Uyu deme bana susamam. Herkes bilmez ama ben senden öğrendim pamuk şekeri kanser yapar. Tüm şekerler gibi... Kanser hücresi bedenimde. Ölü bedenimde. İçim yara, beni sen sara.

Kahramanlık ileri atıldıktan sonra bir daha dönmemektir. Siktir et sen kahraman olma. Gel hadi. 

-Ali KOÇ



28.01.2022

İmge


Bir mafyanın en iyi hikayesi nerede başlar, diye sordum kendime?
Elimde silah varken bu sorunun cevabını bulamazdım o yüzden silaha tövbe edip bu sorunun cevabının peşine düştüm. Bu işe en dipten yani tetikçilikten başlarsınız. Sonra aşık olursunuz ve sonunda aşk uğruna ölürsünüz. Çünkü uğruna ölünebilecek en iyi şey aşktır. Ayak altına attığınız ceketlerin tesiri genelde büyük olur.

Bir imge yaratabilsem kızım için olurdu. Dağları saran bembeyaz bir örtü misali kar beyazı kızım... Aslında senin için bıraktım silahı. Ve bugün karar verdim kötü işlerden uzak durmaya. Adını İmge koymaya bugün karar verdim. Benim hikayem bugün başladı kızım.

Belirsizlik içinde yüzerken, savrulan bir hayat ile meçhule doğru yol alıyorum. Gemim batmaya değil de patlamaya yüz tutmuş durumda. Paçalarından kan fışkıran gemimden sen olmadan ayrılmam. İyi bir seyir kaptanı olamadım. İyi kararlar alamadım. Yazar burada geçmişteki hataları ile yüzleşmektedir. Sadece yazar mı yanlış kararlar aldı? Daha doğru kararların peşinde yüzerken boğuldum çünkü ben yüzme bilmiyorum. 

Uçurtma avcısını ben öldürdüm. Çocukların ve İmgemin hayalleri ile ne alıp veremediği vardı orasını bilemem. Bir Igor Jaguar olamasam da Rus mafyasından sonra akla gelen ilk mafya benim. Igor için Jojo ne ise benim için İmge odur. Seni iyileştirmek için Lokman Hekim'i ayağa kaldırırım. Canım kızım bir senin için eğilirim bu hayatta Tanrı'nın huzurunda.

Sevgili İmge, burası yazımın başı olması gerekirken en sonu... Sen şimdi rüzgarların arasında uçmaya devam et, dallarım seni korur. Kuş gibi uç gel yine yuvana. Sıkılına, yorulana kadar uç. Sonsuzluğa uç.

Canımın parçası İmgem...


-Ali KOÇ 




16.01.2022

Aklımı Yoluna Yatırdın


Bekledim... 
Senin sağlığına ve mutluluğuna içmek de bir seçenekti ama ben sağlığına ve mutluluğuna katkıda bulunan bütün nebatat için Allah'a şükranlarımı sunuyorum. 
Seni bir 50 yıl daha seveceğim. Çünkü 50 yıl sonra ölmeyi planlıyorum.  Ama sen muhtemelen beni daha önce öldüreceksin. Bizimkisi ateş ve pervane hikayesi gibi... Sen ateş ben pervane... Senin etrafında dönerken öleceğim. 
Kendinden vazgeçer gibi...
Senden uzak kalmak buzun üzerinde araba sürmek gibi... Sana karşı patinaj çekmekten yoruldum. Ben sana gelemezken sen kapıma kadar gelip eşikte lak lak ediyorsun. 



-Hayali Tehlike

5.01.2022

Kısa Sürmüş Öyküler


''Gel seninle bir kez daha ağlayalım. Yaşanmışlara, yaşanmamışlara, bir de hiç yaşanmayacaklara.''

Bizimki hangisiydi? E şıkkı hepsi değil mi?

Bu dünya hiç yerinde durmadı farkındayız ikimizde. Seçimlerimizle buraya kadar geldik. Yine birbirimize geldik. Sessizce ve sabırla...

Bir köprüde gibiyim. Kalbimde kalan sana, koşarak gidip sarılma planlarını kuruyorum. Onca şeyi aşabildik mi?

Şevval ayının kivili bardağında güneş gözlüğüne çizilmiş olan sen miydin? Saçlarını kıpkırmızı yap sen yine de...

Gönül ve her şey seninle güzelmiş. Burası da geçer mi?

Kısa sürmesin bu öykü. Bu yazı misali...



-Hayali TEHLİKE

20.12.2021

Köprülü Paşa


Felaket, skandal ve deliliğin ağulu terkibinden sonra bahar açan ömrüm adeta harika ve şahanenin mükemmel karışımına doğru bir çığ gibi büyüyor.

Felaketlerin içinde 80 kilogramdan 65 kilograma düştüğümde kendi ölümümü tasarlayıp merak eden adama durum ile ilgili detayları verip ölümüm sonrası yapması gerekenleri anlattım. Kaotik bir yaşamın içinde gün gün erirken bütün benliğimi kaybederken yılmış ve yıkılmışlığın arasında ezilirken birden enkazım bulundu. 

Skandal bir hastanede tedavi altına alındım. Gündüzleri gündüz edip sağda solda sürterken geceleri duvarlar üzerime geliyordu. Bir ara Jesse Pinkman'a takıldım. O sıralar fena değildi. Ama Maslow'un birinci ve ikinci basamağında sıkıntı yaşamadan yolumuza bu şekilde devam ettik. Hastane günlerini böylece atlattık. 

Delilik çizgisine yaklaştığım dehalıktan uzaklaştığım tertemiz nefes aldığım balkondan türküler çığırdığım acısız rahat günlere geçtik. Mafyanın ayağa kalkış hikayesi gibi oldu. Dolandırılma ihtimalleri vs derken hayatımın yine fırsat tepme hikayeleri de arada geldi geçti. Gün gördük. Sağda solda gezmekten eve gelemedik. Yalan atmaktan gerçeği unuttuk. Bu arada aklıma hastane günleri geldi. İçerime bir ağrı çöktü. Neyse ki bir sorun yokmuş. Meğer ben iyileşmişim. Bu işi de başardık deyip yolumuza döndük. 

Sesin o kadar güzel ki cehennemde konser versen seve seve dinlemeye giderim. Üstüne üstlük bu kadar az ve sessiz konuşman yok mu beni bitirdin gizemli arkadaş.

Harikanın evin bahçesi olduğunu biliyorum ama daha da fazlasını ifade etmeli. Ediyor da... Şimdi burada hava atıyor gibi olmasın diye yazmanın pek anlamı yok. Harika harikadır kardeşim. Bizi gören mutlu oluyor. Ben edebiyat mafyasının kurucusu, mutluluk çetesinin lideri gülmek ve sürtmek bizden sorulur.

Şahane bir pazardan merhaba çocuklar. Şahane kadın... Kırmızı yeleklim... Senin için cennetten cehenneme köprü kurar yine de gelirim sana. Sen gönlümün lunaparkısın. İçinde çocuklar gibi şenim. Gözlerim gözlerine açılıyor bir kapı gibi içinden geçiyorum sana gönlüne akıyorum sevgi seliyle. Arapça bir şarkının en güzel melodisi senin sesin. Duymaya açım. Dokunmaya muhtacım. Görmeye talibim. Koklamaya hasretim.

Mükemmelim. Allah'a şükürler olsun.



-Ali KOÇ



6.12.2021

Kendime Bile Yalan Söylerim


Sanki üzerimde silahımsı bir ağırlık
Can çıkıyor her göz göze gelişimizde
Mafyanın kadrolu sanatçısı mısın sen
Kör olsun bu gözler seni göremeyecekse

Fedaiye feda olsun canlarınız mezar taşımda
Şarlatanlardan değildi fedailerim
Etten bir duvar oldular etrafımda ölmeyeyim diye
Benim adım Hayali göbek adım Tehlike

Sen yaseminin kendisisin ben de bir sarsılmaz
Sen kırılgan bir cam bardak, bense seken bir makine
Sen gönüllerde gezersin ben bellerde
Bir satır kaldı ben nasıl adamım

Saçlarını koklasam çok güzel olurdu.
Hiç sevilmemiş değilim
Sen varsın ya
İyi ki varsın

-Ali KOÇ

28.11.2021

Mermiler Seksin, Bu Alemde Teksin


Bir de var ciğerimin köşesi
Allah selanı duymayı nasip etmesin
Kime gideyim ben bu yara ile
Dermanına... Ah
Yıllar yollar oldu
Her vayh deyişimde
Bir acı velev ki yakıcı
Şuramdasın işte
En acılı yerde
Bir kördüğümsün
Var mı bir merhem
Sürünsem geçer mi
Geçmesin ciğerim
Senden önce öleyim ben


-Ali KOÇ

Lazerle Çizilmiş, Akla Ziyan Bir Ahu


Cızırtılı bir radyo şarkısı gibi belirsiz
Çukurda kaçıncı gün bugün, yine sensiz
Öyle derin bir sessizlik ki kesintisiz
Sen gençliğimin çiçekli bahçesi...

Yakarım bütün engelleri bir gülüşün için
Ziyadesi müjdesi ile köpüklüsünden için
Bir adım daha sana geldim bugün için için
Sen gönlümün yıkılmaz tahtı...


-Ali KOÇ

1.11.2021

Beni Ona Anlatırken


Fark etmedin mi? 
Elimde silah dilimde acı kelimeler var diye
Sensiz yaşadığım her anı eksik yaşadığımı...

Fark etmedin mi?
Yaşamamışım sana gelene kadar ben
Gönlümün kanamadığını bile

Fark etmedin mi?
Sensiz yaşamamak için öldüğümü
Aradan gelip geçenlerin aslolanı yücelttiğini

Fark etmedin mi?
Seni kaybederim diye tetikçiliği bıraktığımı
Ceketimi ayaklarının altına attığımda
Çamura bulanmak yerine
Sana bulandığımı

Fark etmedin mi?
Kaçsam gitsem buralardan
Öldü bilsen beni
Bir çorbadaki şifa
İşte ben

Fark etmedin mi? 
Gözlerinde kaybolduğumu
Tam da şimdi

Fark ettin galiba



-Ali KOÇ

15.10.2021

9 Çocuk ve Ben



Heralde hayatım boyunca unutamayacağım en büyük yalnızlığımdı. Acının içine gömülmüş 9 küçük beden ve olayı idrak etmeye çalışan bir ben.

Aslında 10 çocuktular. Bir acı yok olmayı istedi ve öyle istedi ki yok oldu. Belki de olduğunu düşündü. En büyük savaşımda bana en büyük darbeyi vurdu. Haberi bile olmadı. Cepheme atom bombası gelmiş gibiyim. Belki de kaybettim çoktan.

Şimdi 11 kişi olmayı nasıl dilerdim. Bahtiyar'a bile söyleyemedim. Ben bunu nasıl omuzlayabilirim ki? Bir gün öncesinde nasıl omuzladıysam mı? Kalbimdeki kıymıkları bile unutturan bu şey ivmeli bir şekilde acıyı arttırmaya kararlı. Tepe nokta neresi peki?

Düşünmeden edebilir misiniz? Biliyorum siz edersiniz.

Nasıl bu kadar hissiz olabiliyorsunuz ki? Ah biliyorum sizin akrabanız değildi.

Şimdi anlıyorum patronun neden herkese 'akraba' dediğini. İyi ki bize de böyle alıştırmış. Kim ölürse ölsün üzülebiliriz.

-ALİ KOÇ

19.09.2021

Benim Yaşımda Aşk Kimin Kollarında Öleceğine Karar Vermektir

Atsız sansız olmuyor gerçeğine ulaştıktan sonra şimdi kafamı nereye çevireceğim bakalım. Bu aralar gerçeklerle dolu muyum yoksa gerçeklik algısından kopuk muyum sorusunu soruyorum. Başlangıcında mıyım yoksa başka bir yerinde miyim bilmiyorum arıyorum bulamıyorum. Belki de başka bir yerde başka bir zamanda acılar içinde...

Gerçekler içinde olmayı haliyle istiyorum. Kaybolursam kaydı durduramam. Kimseye zarar vermek istemiyorum sonuçta. İnsani olan bu. Fuat abi gibi yanıyoruz kimisi gerçek kimisi mecazi... Aranıyor ise başlıyor pimpiriklerim. Küçük bir şey ise bile yeter artık sonuç alayım. Kerem'in verdiği sayılar da işe yaramadı zaten. Mercimek tanesine bile bomba yerleştiren bombacının 'siz çakmasını bilemeşsiniz' dediği gibi Kerem'in de 'sen zamanını bilememişsin' demesinden korkuyorum.

Neyse diyeceklerimi de unuttuktan sonra bir düşünme seansına gireceğim ama bir taraftan da yazma isteği ile dolup taşıyorum. O yüzden bir kahretsin yapalım dedim. Kahretsin madem biz de biliyorduk ama yine de yangından bulaştı diyelim. Canım sıkılırsa şimdi çeker giderim gibi ya dediysek de bağatir aman koyup gitme ha dedi. Her neyse zanbasan tarafında bir parkta kahretsin işte aklımdasın ve fakat arka cam düştü düşecek.

Hükümet gibi kandırılmışım. Anlayana kadar 3 sene 1 ay geçti geçmesine de hayattan koparttı elemanlar beni. Buradan nasıl toparlanırım bilemiyorum ama 380 kilometrelik bi yolumuz var. Eskiden olsa hey ki ne hey der geçerdim. Şimdi arka cam da tutmuyor ama halının altına süpürür gibi halledeceğiz sıkıntı yok. 6 ay 1 sene bize yeter. Ne Hatay'a ne Ereğli'ye hatta Bursa'ya, Kayseri'ye, Samsun'a, Ankara'ya laf söyletmem. Çünkü şikayet etmem. Çözüm bulur yoluma bakarım her zaman ki gibi. Boyalı moyalı mevzuyu çözer en son şimdi bana mutluluk yakışır.

Aradan geçen zaman geçmesine rağmen belirlediğim ilk cümle ile yazdığım son cümlemin konusunun aynı olması beni çok mutlu etti. Aynı bugün kolumdan tutup beni o tuhaf yere götürdüğün gibi. İşte o an ki gibi inanılmaz mutluyum.



-Ali Koç